derin devlet, devleti düştüğü anlarda kaldırmak amacıyla kurulan bir sistem değildir... derin devlet, devleti düşürmemek için kurulan bir sistemdir.. yani devlet henüz kötü bir duruma düşmeden bunu öngörüp buna karşı önlemler alan veya aldıran.. veya devlete gelebilecek iç ve dış tehlikelerden önceden ve çeşitli yollarla haberdar olan ve devleti içine düşmesi muhtemel zaaflardan kurtaran sistemdir..
ülkemiz şartlarında görevini hakkıyla yaptığı tartışılabilir.. yine de dünya üzerinde bu sisteme hizmet eden yüzlerce teşkilat vardır.. her ülkenin özellikle resmi bir kurumu vardır.. ülkemizde bu kurumun en bilineni milli istihbarat teşkilatı 'dir. dünya üzerinde ise en sıkı çalışanı ve en güçlü olduğu söyleneni israil'in mossad isimli kurumudur.. amerika 'nın resmi kurumunun adı cia dir.. ingiltere'nin mi6, almanya'nın ise bnd(bundesnachrichtendienst)
ömer lütfi mete 'nin aynı isimli bir kitabı vardır... ağabeyimiz bu kitabında ülkemizdeki ve dünyadaki derin devleti çok güzel anlatmıştır..
yine ömer lütfi mete'nin tabiriyle türkiye'de bulunmayan kurum. türkiye'de bu kurum yerine derin çeteler bulunmakta, bunlar da her yaptığı işi eline yüzüne bulaştırmaktadır...
son 10 yılda, yayın dünyamızda komplo teorileri içeren kitaplara fazlasıyla malzeme vermiş olan, devletin içinde iyi ya da kötü amaçlara hizmet ettiği varsayılan, devletin içinde devlet şeklinde özetlenebilecek, hiyerarşik düzene sahip örgütlenme biçimi.
derin devlet reel tanımı dışında, halkın anlam veremediği susurluk olayları gibi olaylarda içine çekilerek boğulmasını izleyen bir sistemdir.
(bkz: susurluk)
Kitapta savunanların aksine aslında zararlı bir oluşumdur derin devlet zira uygulamaları, kuralları ve kime karşı sorumlu oldukları açıklanamayan, halktan bile gizlenen buna mukabil müttefik etiketli devletlerin karanlık odaları ile işbirliğine varabilen bir devlet yapısının kendi milletine bir faydası yoktur.
Zaten kendilerini devletin derin ve gizli kesiminden oluğunu hatta daha da ileri gidip devletin aslında gerçek sahibi oldukları şeklinde tanıtıp icraatlarda bulunan kesimlerin sürekli olarak bu millete ve milletin kazanımlarına uzun ve hatta kısa vadede zarar verdikleri sır değildir. Daha da açmak gerekirse olayı; milletin seçtiği bir devletin milletin seçmediği ve hatta kimin seçtiği dahi gizlenen bir oluşum tarafından zaman zaman esir alınması, uygulamalarına hukuksuz tamamiyle keyfi yöntemlerle hatta cebren yön verilmesi sadece sözde derin devleti seçenlerin ekmeğine yağ sürer. Ki aslında burada bir seçim bile mevzu bahis değildir. Kendilerine yüklenen misyonu ancak "durumdan vazife çıkartmak" şeklinde izah edebilirler. Ayrıca bir göreve getirilen görevlinin görevlendirenin kumandasında olduğunu bilerek neden görevlendirenin gizlendiği meçhul olmasa gerek.
"Derin Devlet / Tanımlanamaya Güç" adlı kitapta fikir beyan eden Ömer Lütfi Mete ve Mahir Kaynak her ne kadar derin devletin varlığının gerekliliğini ve geliştirilmesi gerektiğini savunsa da aslında derin devletin varlığı milletin egemenliğine gölgedir. Zira millet olarak bizim bilmediğimiz, hesap soramadığımız hiç bir kurum, kurul ya da çete gibi varlıklar bizim değildir. Gizliliğini bilenin, hesap sorabilenindir. Çünkü eskilerin dediği gibi; at binenin, kılıç kuşananındır. Bir örnek vermek gerekirse; TBMM'ye hesap vermeyi red edenler, yargılanamayan darbeciler güçlerini nereden almaktadırlar?
Kitaba yönelik bir diğer eleştirim de kitaptaki yorumların genel olarak bilgiye dayanmamasıdır. Büyük ölçüde yoruma dayalı hatta bazı cevaplarında kitaba yorumlarını açıklayanlar açıkça bilgi sahibi olmadıklarını söylemişler ancak yine de fikirlerini söylemişlerdir. Bu da bize kitaptaki yorumların çok da güvenilir olmadığını gösteriyor.
Aslında uzun lafın kısası demek istediğim şudur; derinliği olan devletlerin egemenliği şüphelidir. Bağımsızlık iddiasında olan devletlerin derinliği milletleri olmalıdır.
bir haftada ortaya çıkanlardan anlaşılan şu:
hrant dink'in katledilişinde devletin ihmali filan değil, (eğer teşviki değilse) düpedüz göz yumması var.
cinayetin azmettiricisinin daha önceki bombalama davasında suçu sabitken serbest bırakılıp suikast hazırlığına girişmesi...
Çeteye sokulan ihbarcının "dink'i vuracaklar" diye defalarca bildirmesine rağmen bunun dikkate alınmaması... çetenin poliste adamı olduğu kuşkusunu uyandırıyor. ve saldırganlar üzerinde "derin koruma" olduğunu kanıtlıyor.
***
biz bu "koruma kalkanı"nı tarihimizden tanıyoruz.
bu işin başlangıcı 12 eylül'dür.
bu işin başlangıcı, yine ermeni meselesidir.
bu işin başlangıcı, devletin asala ile mücadele için sabıkalı katilleri işe alıp ellerine silah, ceplerine pasaport vermesidir.
devlet hesabına katil çalıştırma âdeti o gün başlamış, bunun karşılığında onlarla pazarlığa oturulmuştur.
o günden sonra da at izi, it izine karışmıştır.
bugün yaşananlardan, tıpatıp aynı kokular geliyor.
dink cinayetinden tutuklananlardan biri ağca ve Çatlı olmak istediğini söylemiş.
neden mi?
hatırlatalım:
***
abdi İpekçi'nin katili ağca'yı evinde saklayan ve pek çok kanlı cinayeti planlayan "büyük reis" abdullah Çatlı'ya bu devlet 12 eylül'den sonra pasaport verdi, yurtdışına gönderdi, asala'yla mücadeleyle görevlendirdi. eşinin meclis'teki ifadesine göre, bu görevi üstlenen Çatlı devletten cezaevindeki arkadaşlarının bırakılmasını istedi.
bakın sonra neler oldu:
savcı doğan Öz'ün katili İbrahim Çiftçi'nin avukatı, askeri mahkemede "onun savunma bakanlığı'nda dosyası var" dedi. Çiftçi'nin idam kararı askeri yargıtay'da tam 4 kez bozuldu. sonunda askeri mahkeme "sanığın, Öz'ü öldürdüğü sabit görüldüğü halde beraatine" diye tarihe geçecek bir karar verdi.
aradan 4 ay geçti.
doç. bedrettin cömert öldürüldü. cinayet azmettiricisi Çatlı, yakalandıktan 48 saat sonra salıverildi. almanya'da yakalanıp iade edilen saldırgan rıfat yıldırım ise "delil yetersizliğinden" beraat etti.
aradan 1 hafta geçti.
bahçelievler'de tİp'li 7 genç katledildi. katillerden haluk kırcı 7 kez idama mahkûm oldu. 1 yıl sonra şartlı tahliyeyle salıverildi. sonra tahliyenin "yanlışlıkla" yapıldığı anlaşıldı. 7 yıl sonra yeniden yakalandı. yakalandığı gün 3 polis şefinin yardımıyla İstanbul emniyeti'nden kaçırıldı. 3 yıl sonra bu kez susurluk davasından mahkûm oldu. İkinci kez "yanlışlıkla" salıverildi.
bahçelievler katliamından 3.5 ay sonra İpekçi öldürüldü. katil ağca, kartal askeri cezaevi'nden kaçırıldı.
cinayetin diğer faili oral Çelik'i olay yerinde gören tanık "güvenliğimi sağlarsanız tanıklık yaparım" dedi. koruma verilmedi. mahkemede sanığı "teşhis edemedi". Çelik salıverildi.
cinayette adı geçen mehmet Şener zürih'te yakalandı. dosya geciktirildiği için delil yetersizliğinden salıverildi. davası zaman aşımına girdi.
cinayetin tetikçisi yalçın Özbey almanya'da yakalandı. görüştüğü türk İçişleri bakanlığı yetkilisine kendisine koruma ve yeni kimlik verilirse konuşacağını söyledi. davada bu görüşmenin bantları istendi. bakanlık, "bantlar kayboldu" cevabını verdi.
***
derin işlerdir bunlar...
ve bu koruma kalkanını delecek bir babayiğit çıkmamıştır.
"derin devlet"i telaffuza yeltenen 2 başbakan çıktı:
bülent ecevit ve turgut Özal...
İkisi de suikast girişimlerinde ölümden döndü. bir daha da bu konuyu ağızlarına almadılar.
Şimdi başbakan erdoğan derin devletle imtihana giriyor.
kendisine kolaylıklar diliyoruz
aç kapıyı bezirgan başıların içinde açılan bütün kapıların, kapıların bütün kollarının, kollarının bütün vidalarının, vidaların bütün uçlarının gelip gelip elimize batmasıdır derin devlet. derinliği derûnluğundan mı gelir, derûnluğu derinlik mi kaplamıştır, sığ sularda balık avlamak ne kadar kârlıdır bilinmez. avamın bilgisi dışındadır. avam ekmekle peyniri bir arada yemeyi öğrenirken vakit kaybetmemelidir katıkla. katık etmeyi bilirken suyu ekmeğe tahtıravelliye binmeye lüzum yoktur. silindir şapkaların altında, siyah gözlükler sadece insan saklamaz. vidaların uçlarının sivriliğini saklar. elinizi her kapıya attığınızda kan revan içinde kalırsınız. suç eldivensiz kapı açanda da diye bilinir. el-hak öyledir. fakat öyle olmayan kapıyı koruyanın veya kapı için can-hıraş can verip-can alanın vida olduğu yanılgısıdır. vida nedir ki sonuçta ne kadar derin olabilir ki, sevip terk etmelerin ikileminde… derin olan vidayı istediği sivriliğe getirip istediği eli kanatandır. ve evet yoktur öyle bir derin kapı falan. varsa eğer sadece her şey vatan için vardır.
bir nevi big brother... yeri yurdu belirsiz muamelesi yapılır... köşeye sıkışıldı mı -derin devlet yaptı bu işi gibi cümleler kurulur vs... devletin sorumluluk aldığında başı belaya girecekse- ki devlet varolan ve sorgulanabilen bir yapıdır- bu yapı devreye girer. belli başlı bir başkanı vs... yoktur çünkü görünürde... dış işlerinde devlete bağlı iç işlerinde özgür bir tavır sergiler.
türkiye de var mıdır yok mudur tartışmalarından önce neden böyle bir yapının varlığına gerek duyulur veya türkiye deki bu kurum* olması gerektiği gibi midir? soruları daha önemlidir. bu sorular ise sadece halkı uyutmak içindir.* tabii bir çoğumuz bunların cevabını verebilecek nitelikte değil. verebilecek olanlar da muhtemelen sessiz kalırlar. ancak derin devlette şöyle bir sorun vardır hem devlet adına çalışırsın hem de isimsiz olursun. ama yine de her şeyin kaymağını da sen alırsın hayatını her ne kadar tehlikeye atsanda. bence derin devletin olması bir gerekliliktir ve bu kadar da halkın ağzına düşüp gündem maddesi haline gelmesi saçmadır. yok neymiş şeffaf devlet olacakmış. olamaz yapmak istesek de olmaz, çocukluğumuzdan beri bize öğretildiği gibi bu toprakların jeopolitik önemi var ve orta doğu da petrol olduğu için orayı rahat bırakmıyorlarsa bizi de çeşitli madenlerimizden v.b.* rahat bırakmazlar. o yüzden hiç kendi halimizde kalamayacağımız için bazı şeylerin de üstü kapalı yapılması ve bunu sadece 3-5 kişinin bilmesi bizim yararımıza olur. ancak her şeyde olduğu gibi bunun da dozunda ve olması gerektiği gibi yapılması şarttır. yoksa işler sarpa sarar.
derin devlet hükümetle bağımsızdır, hükümet değişse bile derin devletin içinde olanlar kolay kolay değişemezler. her fikre saygım vardır elbette ama derin devlet olmasaydı türkiye'nin bu kadar aydını sebebsiz yere ölebilirmiydi? ya da ogün samast hapishanede ipek çarşafla uyuyabilir miydi?
ülkemizde olması gereken, oldurulması gereken ama olmayan, oldurulmayan sistemdir. derin devlet deyince hemen akla gizli insanlar derin devlet değildir.
- derin devlet, bir ülkenin kendisine gelecek zararları çok önceden görüp tedbir alan kurumdur. bu kurum başbakan olabilir, sokaktaki vatandaş olabilir.
- derin devletin sınırları tüm cihandır. bu sınırlar içerisinde kendisi adına yapılan tüm hareketleri yerinde bastıran kurumdur. mesela almanya'daki gurbetçilerimiz hakkında kötü yayın yapan bir gazeteye ordaki türk medyasının anında cevap vermesidir.
- derin devlet herşeyden önce derin millettir.
türkiyede bulunmayan bir yapıdır. bir istihbarat biriminin adını duyar duymaz derin devlet diye adlandırmak abesle iştigaldir. can dündar gibi romantik sosyalistlerden eli kanlı rerör destekçilerine kadar herkesin ağzına yapışmıştır bu söylem maalesef. istihbaratçı= derin devletin adamı önermesi geçerliyse dünya da her yerde ve her dönemde derin devlet vardır demektir.
oysa derin devlet lafını söyleyenler, devlet aygıtının içine gömülmüş ve sisasi süreci kendi hedeflerine göre kurgulamaya çalışan , rejimi korumak amacının yanında iktidarının da bekasını güden illegal bir klik olarak görmektedirler bu derin devlet denen şeyi. yine bu görüştekiler derin devletin süreçleri yönlendirme yeteneğine sahip olabilecek düzeyde güçlü olarak değerlendirirler. bunun için provokasyonlar düzenlerler.
dezenformasyonlar yaparlar.
şimdi bu arkadaşlara göre provokasyonla ( mesela bir terör eylemiyle ) rejimin dinamiklerini harekete geçirilebileceğini düşünürler. ama unutulan nokta bu ülkede 40 yıldır siyasi cinayetler, bombalamalar vb eylemler yapılmaktadır, bunun pek azı derin devlet diye düşündükleri klikle irtibatlı olduğunu yine kendileri söylemektedirler.
gerçekten bunu devlet içindeki klik yapmış olsa bile diğer binlerce eylemden toplum hiç etkilenmeyek ama derin devlet adam öldürse toplumda infial çıkacak? mantıksız elbette.
mesela eski başbakanlar ya da üst düzey kommutanlar teröre kurban gitmiştir ama toplum takmamıştır, seksenden önce ve sonra bir çok sağcı kanaat önderi solcularca, solcu kanaat önderi sağcılarca öldürülmüş , ama toplum darbeyi istememiş, abdi ipekçi devletle bağlantılı bir grup katil tarafından öldürünce herkes darbe olsun istemişmiş... bu da çok saçma. ipekçi cinayetini işleyenlerin devlet bağlantıları açık olsa da sürece bakıldığında tablo zaten vahimdi.
derin devletin dezenformasyon yaptığı iddiası tamamen mesnetsizdir. devletin anayasal kurumları bile iletişimi yönetebilmekte güçlük çekmektedir. sanıdığının aksine istihbarat birimleri medyanın önünden gidip onu yemleyen değil, arkasından gidip medyada çıkanları toplamaya çalışan onları bile doğru düzgün yapamayan haldedir.
şöyle ki mesela istanbul emniyeti istihbaratında topu topu olsun belki bir kaç yüz polis vardır herhalde. bunlar bırakın haberleri yönlendirmeyi, gazetelerden istanbulla ilgili haberleri kesip saklamakla uğraşsalar zaman yetmez.diğer istihbarat birimlerinin elemanları daha da az olmalı.
geriye kurumsal bir yapı olarak devletin dezenformasyon ya da psikolojik harekat yapması gerek ki, bunu yapacak birim de türkiyede yok. üstelik yazılı ve görsel medya çok çeşitli ve sahipleri çok değişik görüşlerdeki özel sektör kişileri.
derin devlet var diyenlerin gerçekçi olmayan bir diğer varsayımı ise suç işleyen her görevliyi derin devlet diye kategorize etmesi. doğuda bir jandarma ya da polis görevlisi tek tek yada teşekkül halinde uyuşturucu geçişine göz yumuyorsa buna derin devlet diyiveriyorlar.
eğer öyleyse derin devletin şüphelisi diye gördüğü asker ve istihbarat teşkilatları ''nereden buldun yasası'' ve kara parayla mücadelede hükümetleri sıkıştırırken holdingler hayır bu yasalar çıkmasın diye niye itiraz edip duruyorlar? derin devlet holdingler mi o zaman?
evet derin devlet filan yok , sadece küçük gruplar yasadığına çıkabiliyor ki bu durum her yerde de olabiliyor , hollywood klişeleri bununla ilgili, rüşvetçi katil polis gruları vs...
pekala derin devlet örneği verebilirmiyiz? cevap: elbette , mesela baas rejimlerinin muhaberat teşkilatı, kgb, hitler döneminin ss teşkilatı gibi. iletişimi yönetir, provasyonları planlar ve icra eder, toplumu sindirir. devlet tarafından korunmak bir yana bazen bizzat devletin kendisidir. çağdaş versiyonlarından biri yunanlıların 17 kasım örgütüdür.
son söz: türkiyeden bu teşkilatlara karşı denk düşen bir yapı yoktur yani de-rİn-dev-let-yok-tur.
derin devlet kavramını kimilerinde nevrotik bir yanılsamaya dönüşmüştür adeta. izah edemediğini , kendi düşüncesindekilere zarar veren olayları, kendi düşüncesindekilerin yaptıkları kabullenilemeyecek şeyleri derin devlete yükleyerek çelişkilerini rasyonalize etmeye çalışır bu zihniyet. kendi tezlerine eleştiri getirilince sevr paranoyası, komplocu kafa diye eleştirirken , mesela hrant dink öldürüncederin devlete yamamak için her türlü komplo yu senaryoyu yazar durur.
oysa hrant dink olayının aslı şudur; yasin kafası kurtlar vadisi modunda bir külhanbeyi ve maceraperesttir. kafkasyada savaşmaya gider ama sınırdan geri döner. hrant dinkin sözlerine gıcık olmuştur, onu öldürmeyi planladığını ülkücü ağır abi erhana söyler, erhan aslında polis muhbiridir, erhan polise bunu söyler , polis de istanbul polisine iletir ama sarı çizmeli mehmet ağa, kim nezaman nasıl öldürecek belli değildir, istanbul emniyeti zaten böyle istihbaratlar içinde boğulmaktadır. tıpkı 11 eylilün fbi 'ya rapor edilmesi gibi konunun yeteri kadar üzerine düşülemez. bu arada yasin serserisi bir tane esrarkeş bulmuştur infaz için; ogün... böyle eylemler genelde başarısız olurken şans eseri bu gerizekalılar infazı gerçekleştirir. adamlar bu kadar büyük bir ses getireceğini kendileri bile tahmin etmemişlerdir. bu düpedüz bir kahve çetesidir o kadar. böyle tipler bizim mahalle kahvesinde de var, yarın öbür gün bizim kahvedekiler de bi işler çevirirse hiç şaşmam. bu işte devletin günahı filan yoktur olsa olsa daha dikkatli olabilirdi denebilirdi o kadar.
derin devlet aslında garip birşeydir. bir iktidar döneminde birileri çıkar ve devletin belli kademelerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanır. o anlayış değişip de yerine başka bi parti geçtiği zaman önceki iktidar zamanında devlet kurumlarını kullanan kimseler derin devlet oluverir hemencecik. sonra onlar tutuklanıt, yargılanır, cezalandırılırlar. yeni parti kullanmaya başlar aynı kurumları. o parti iktidarı kaybettiği zaman yaşanan olaylar tekrarlanır ve birileri yine ceza alır.
bu çok partili döneme geçtiğimizden beri bu şekilde devam eder. hala da edecek gibi görünüyor.
devletin kendisidir. her devlet gibi bizim devletimizinde pis işlerini yaptırdığı taşoron mafyalar vardır bunların içersinde büyük iş adamlarıda barındırılır bunlar kendilerine derin devlet derler ama bunlarında derinlerine inildiğinde yine devlet başroldedir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
